11 Haziran 2016 Cumartesi

Yalnız Yol

Formasını çıkardı üzerinden ve çekti eşofman takımını.Sırt çantasında suyu ve termusu, bir iki çamaşırıyla yola koyuldu.Ne olur ne olmazdı.Keza yolda kalmışlıkları çoktu.Her anlamda...Yolun sonu görünmüyor , virajları döndükçe, yokuşları çıktıkça şarkılar bitiyordu.Karşılıklı yarım açık camdan rüzgar bir senfoni yakalıyor, kaküllerinin içinden geçiyordu.Boynundan sırtına kadar hissettiği esinti yaşamanın güzelliğini bir kez daha hissettirdi.Köyüne yaklaştığinda camları tam indirdi, kemerini açtı ve ayağıni gazdan çekti.Vitesteki sağ eli vites kolunu kavrayıp hızlanmadan, tek başına anı yaşadı.Harikaydı.Yine yoldaydı ve yol onundu.İster durur, isterse gider, isterse şarkı söyler istersede yine kendisiyle, arabasıyla konuşup gülümserdi.
Yol istediği yere vardı.Ne yol bitti ne yarı yolda inecek yolcu vardı artık hayatı kendisi kadardı...Yani yalnızlık paylaşılamayacak kadar yetinilmez ve anlatılmayacak kadar da doyurucu bir ziyafetti umudâ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder